affedemem.
önüme gelen güzel fırsatları durmadan teptim. başından beri fırsat olmadığı belli olanları ise elimde tutmak için çabaladım. çalışmam gerektiği zamanlarda çalışmadım, kendimi sevmeyi de beceremedim. yani sahip olduğum hayatı yanlış kullandım ve kıymetini bilemedim. bütün bunları bu yaşta söylemek mantıklı mı, bilmiyorum. daha çok zamanımın olduğu ihtimali yüksek. yine de ben ne kadar değişebilirim ki bütün bu yaptıklarım değişsin, emin değilim.
devamını gör...

zarar görme sanrılarıdır.
hasta başka kişilerin kendisine zarar vermek istediğini düşünür.
devamını gör...

bir realite.
eskiden neydi öyle ya hu, bir yağardı, ben diyeyim 60cm, sen de 1,5metre kar yağardı.
ama şimdi öyle mi? ya yağmıyor ya da minnacık, yerde tutmayacak şekilde bırt diye yağıyor.

iklimler değişiyor, hayat akıp gidiyor...

kar !!!
yağman lazım dostum, kardan adam yapacağız daha.
devamını gör...

endüstri devrimi sonrası almanya'da ucuz ve popüler resimleri veya eskizleri betimlemek için kullanılmış bir sözcük. zamanla başka dillerde çevirisi yapılmaksızın kendine yer bulan karmaşık bir kavrama dönüştü. bazılarına göre çirkinliği ve bayağılığı kavramsallaştırıp güzelin mertebesine erişiyor, bazılarına göre güzelin tanımını sarsarak kendine alan açıyor.
devamını gör...

bu saatten sonra bu ülke vatandaşına insan gibi ölebilmek için tek seçenek kalıyor: intihar etmek.
devamını gör...

instagrama yediğinin içtiğinin fotoğrafını atmak.
devamını gör...


abdurrahim karakoç halk şiirimizin büyük ustasıdır. türk halk şiir geleneğinin teknesinde yoğrulmuş, çağdaş bir hiciv – taşlama şairidir. milli hizmeti ve edebi değeri ile edebiyat tarihimizde yer edinmiştir. şiirlerine tamamen milli ve islami renkler hakimdi. edebiyat tarihimizde onun halef olduğu isimleri ararsak yunus emre’den başlayarak ve bilhassa dadaloğlu’nu unutmamamız gerekir. aşk ve tabiat şiirleriyle karacaoğlan’dan hiç geri değildir.
sıra dışı bir şairdi. bir duruşu ve çizgisi vardı. şiirleri sade, yalın ve vurucudur. keskin bir hiciv ve taşlama ustasıdır.
yakın dostu, değerli şairlerimizden ali akbaş “halk şiirimizde karakoç bir neoklasiktir.” günümüz hece şiirinin başöğretmenidir. abdurrahim karakoç en çok türkmen şairi dadaloğlu tavır ve tarzına sahip görülebilir. develili aşık seyrani hayranıydı. taşlamaları, sosyal hicivleri ile tanzimat dönemi’ne damgasını vurmuş, hak ve halk aşığı seyrani baba’yı güzelleme ve taşlamada kendine rehber olarak görürdü. seyrani baba’yla ilgili şunları söyler: “ama seyrani gibi olmaya can atıyordum. o yüzden binlerce osmanlıca terim, terkip öğrendim. gece gündüz kelime ezberledim. aruzla birkaç deneme de yaptım. fakat sonra anladım ki insan kendisi olmalı” mevlam rahmet eylesin. amin..
devamını gör...

"bazı gün olur, çok istersin
bir balonu, bir elbiseyi ya da sevgiliyi...
balon uçar gider gökyüzüne,
elbise artık başkasının üzerindedir,
sevgili ise başka kollarda,
olsun be!..
hala umut taşır bu yürek,
asla pes etmemek gerek.
taşa değer ayaklar ama vazgeçmek olmaz
gözyaşı yüzü yıkamadan yürek aydınlanmaz.
umutlar kuytulardadır hep
gülümser kuytulardan sana
insanın yüreği kadardır umut
ve sen ona inandıkça
mutsuzluğu, güçsüzlüğü unut.
hadi silkelen şimdi, ayağa kalk!
o kadar da uzak değil o imrenilen hayat
sadece görmesini bil, def et korkuyu
başının tacı et her kapıyı açan umudu."
sude tanç
devamını gör...

(bkz: cin olmadan adam çarpmak)
devamını gör...

yunanca seni zora sokuyorum anlamına gelen cümle, natasa theodoridou şarkısı..

öncelikle dibine kadar zeybekiko'dur, yoksa bu saatte oynamazdım bu şarkıyla!

sözlerinin türkçe hali;*

seni zora sokuyorum

"senin sevdiğin gibi olmayacağım unut onu
seninle konuşayım diye yalvaracağımı unut
geri dönmeyeceğim ve giderken hepsini sileceğim
yalvarmak ve ağlayarak harap olmak yok

seni zora sokuyorum ama düşün neler geçirdim
senin yanındayken ne sevdiysem kaybettim
seni zora sokuyorum ve sinirlerinle oynuyorum
karakterim senin yaptıklarınla şekillendi

beni başka açıklamalarla tutamayacaksın unut onu
şimdi seni tanıdım,nasıl da yanlış yapmışım unut
geri dönmeyeceğim ve giderken hepsini sileceğim
yalvarmak ve ağlayarak harap olmak yok


seni zora sokuyorum ama düşün neler geçirdim
senin yanındayken ne sevdiysem kaybettim
seni zora sokuyorum ve sinirlerinle oynuyorum
karakterim senin yaptıklarınla şekillendi"

nataşam "spotify olsun lütfen" dedi kusura bakmayın.
devamını gör...

bugün bildiğimiz hristiyanlığın gerçek kurucusudur. isa’nın yalnızca adı var hristiyanlıkta. kendisi yahudi olmasına rağmen roma vatandaşıdır, bu o dönemde çok önemli hakların kapısını aralıyordu. havari petrus‘un hristiyanlığı yalnızca bir yahudi mezhebi olarak görmesine karşı çıkmıştır, roma vatandaşı olmasının verdiği rahatlıkla hristiyanlığı anadolu üzerinden tüm batıya yaymıştır. hz. isa’yı hayatı boyunca rüyası hariç hiç görmemiştir.
devamını gör...

tavsiye verecek yaşta değilimdir ama gitmeyin ya. hepinizin aklının bir köşesinde yurt dışı planı olduğunu biliyorum, burada yaşamanın ne kadar zor olduğu, insanın önüne sürekli bir set çekildiğini, hayal kurmaya bile izin verilmediğini, bir yerlere gelebilmek, başarılı olabilmek için imanımızın gevrediğini ama günün sonunda liyakata değil bir yerlerde dayının olup olmadığına bakıldığını biliyorum, yaşıyorum. ama kalsak, bu devranı birlikte döndürsek.
devamını gör...

(bkz: zombi istilası)
(bkz: uzaylı istilası)
devamını gör...

6 yaşımdan beri.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

günaşırı gelirim.
devamını gör...

kahvaltı aşığıyım. akşam bile kahvaltı yapıyorum bazen. tüm öğünler kahvaltıdan oluşsa sesimi çıkartmam.
devamını gör...

hepiniz gibi benim de. bilin bakalım ne yok?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

esra erol'da 23 yaşında bir kız, biyolojik annesini aramak için çıktı. söylediği bir söz, beni derin düşüncelere sevk etti. "annemi bulmak istiyorum çünkü bunca sene bensiz nasıl devam edebildi?" dedi. valla kızım, insan ilişkilerinin özü bana göre bu sözde yatıyor işte.. bazı insanlar, yaşadıkları olaylardan sonra devam edemez hale geliyorlar yani zaman bir şekilde akıyor ama aslında ruhen o yaşadıkları travmatik olayda takılı kalıyorlar.. bedeni şimdiki zamanda ama ruhu halen o anda takılı.. bu kızcağızın ruhu da halen terk edildiği anda takılı kalmış ki benim de benzer bir terk edilme travmam var, o yüzden onunla duygudaş olduğumu hissediyorum. bazıları ise o kadar umursamaz ki etrafındakilerde ne tür yaralar açtıklarından habersiz bir şekilde sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatlarına devam edebiliyorlar... devam etmekte zorlananları da en çok böyle duygusuz şekilde hayatına devam edebilenler yaralıyor.. ama kızım hem sana, hem de içimdeki kıza tavsiyem: "sen hayatına devam edeceksin ama hepsinden daha da güçlü bir şekilde devam edeceksin, çünkü heybende seni bugünlere getiren acın, artık seni sen yapan kimliğe bürünmeni sağlayacak, seni büyütecek.. kendini, sana değer vermeyenlerin gözünden görmeyi bırakacaksın.. içindeki cevheri ortaya çıkaracaksın..."
devamını gör...

yalnızca fransa'da yaşamış olan, fransızcası la nouvelle vague olan bu güzel sinema akımı, 2.dünya savaşı sonrasında yeni yeni toparlanan 1950'lerin fransasında ortaya çıkmış ve ortaya çıkma sebepleri arasında da o zamanın hollywood'una rakip olabilmek ve sinemaya gereken değeri göstermekti.

o dönemlerde yeni kurulmuş olan ulusal sinematografi merkezi, bu akım sayesinde fransa sinemasını olağanüstü canlandırırken, bu akım da birçok ilki bünyesinde barındırmıştır.

örnekler verecek olur isek, ilk kez bir sinema akımında, kendinden önceki filmlere veyahut film serilerine oldukça bol göndermeler yapılmıştır.

1945 yıllarında italya'da ortaya çıkmış olan yeni gerçekçilik akımından da oldukça etkilenmiş ve yoğun bir biçimde beslenmiş bu akımda, yeni gerçekçilik gibi oldukça doğal ışıklandırma kullanılması da bu akımı bir tık daha yükseğe taşımıştır bana kalırsa.

devam edecek olur isek, bugünlerde "tarantino tarzı..." olarak adlandırdığımız karmaşık kurgular, kronolojik olmayan sahne sırası da kendisini oldukça net bir biçimde bu akımın bayrak taşıyan yönetmenlerinin filmlerinde sık sık görülüyor. hah unutmadan, ilk bu dönemde yapılmış bu tarz...

hmm devam edeyim, bu akımın beni en etkileyen akımı ise bir anda "n... nasıl ya?!" diye haykırmama sebebiyet vermiş olaylar bütünü; misal bir adam ve bir kadın çok komik bir sohbet içerisindeyken sizi kahkaha tufanına sokarken bir anda hiç olmayacak bir biçimde kadın, eline bir bıçak alıp adamı 42 yerinden *42 hehehe canım otostopçunun galaksi rehberi okumak çekiyo tekrar...* bıçaklayabiliyor... yani anlatmak istediğim oldukça uyumsuz ve çarpıcı geçişler olabiliyor bu akımın filmlerinde...

bu arada bu akımın karakterleri de genelde siyasetten ve gündelik koşuşturmacadan, aile kavramından uzak öğrenciler, hayat kadınları...

bu film akımının benim için en güzel filmleri de şunlar;
bu akımın en büyük temsilcisi olarak gördüğüm godard ağabeyimin vivre sa vie'si...
yine godard ağabeyimizin pierrot le fou'su..
veeeeeee ke-sinlikle ama kesinlikle godard ağabeyimizin bande a part'ı... hele o louvre'da koşma sahnesi vardır ya, hani seneler sonra dremaers filminde o sahneye selam çakılmıştır... size bir itirafta bulunayım ben ne zaman o sahneyi görsem hep salya sümük ağlıyorum, o kadar hoşuma gidiyor; hatta bir filmde en etkilendiğim sahne olabilir o sahne...

hadi godard dışında bi yönetmen ve filmini de söyleyeyim bari ayıp olmasın.
françois truffaut'nun les quatre cents coups'u...

bu arada bu akımı ne zaman düşünsem aklıma hep anna karina geliyor, onun sigara içerken bi sahnesi vardı vivre sa vie'de, hep dövme yaptırmak istemiştim ama hep param yetişmemişti, ağlamadan sonlandırıyorum bu girdiyi.

bande a part izleyin ama tamam mı? o louvre'da koşma sahnesini izlerken de beni hatırlayın.
devamını gör...

bir süre rum patrikhanesi olarak kullanılan havariyyun kilisesi yıkılarak yerine yapılmıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim